İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Erteleme Alışkanlığına Karşı “2 Dakika Kuralı”

Ertelemek, insanlığın genlerine işlemiş en tehlikeli hastalıklardan biri. Bir hayvanın gözüne kestirdiği avına karşı, biraz dinleneyim daha sonra avlarım diye bir düşünceye kapılması mantığa aykırı olacaktır. Ancak biz insanlar olarak bunu sürekli yapıyoruz. Tüm fırsatları rahatlıkla elimizin tersiyle itebiliyoruz. İşte bu yazımda erteleme hastalığı veya erteleme alışkanlığı dediğimiz psikolojik dürtüye karşı düşünülmüş bir kuraldan bahsedeceğim.

Sabah sükunetini bozan bir alarm sesi! Hemen kapatma tuşunu bul ve bas veya ertele!

Arkadaşın senden bir telefon bekliyor! Şu an için müsait değilsin, onu daha sonra ara!

Yarına kadar yetiştirmen gereken bir ödev! Bırak da şu müzikten yeterince haz alayım!

Dün, bugün için yazdığın uzunca bir yapılacaklar listesi! Görmüyor musun, daha önemli bir işim var. O listedekileri yapmak ne kadar zaman alır, biliyor musun?

Bir tanesini yapmaya bile zamanın yok mu? Görüyorsunuz, ertelenecek o kadar şey var ki, ertelemekten yapmaya fırsatımız olmuyor. Her şeye kendimizce mantıklı bir bahane buluyor, hiçbir şeyin hemencecik yapılacak bir şey olduğunu düşünmüyoruz. Bu yüzden onu bunu erteleye erteleye iki yakamızı bir arada göremiyoruz.

Çok güzel bir atasözümüz bugünün işini yarına bırakma diyor. Bir düşünelim, atalarımız bize neyi anlatmak istemiş? Eğer bir işi yarına ertelersek bugünün işini yarın yapmak zorunda kalmış olacağız. Ee yarının işi? Onu da ertesi gün yaparız. Ertesi günkü iş? Onu da ondan sonraki gün…

Bu hep böyle mi gidecek? Hayatı bir gün geriden takip etmenin ne kadar kötü bir şey olduğunu farketmediniz mi daha? Yarına ertelediğiniz bir şeyi, yarın yapacağınızdan emin misiniz? Yarına ertelediğiniz bir şeyi yarın da ertediğinizi bir düşünün. Şimdi kaç günlük bir kaybınız var?

İşte bu erteleme alışkanlığınızı sona erdirecek bir kuralımız var. David Allen’in ilk olarak “İş Bitirici-Stressiz Üretkenlik Sanatı” kitabında bahsettiği “iki dakika kuralı”. Bu yazının bundan sonraki kısmını dikkatlice okuyun. Çünkü erteleme alışkanlığı için bir çözüm niteliğinde yazılan bu kural mutlaka hayata geçirmeniz gereken hayati bir öneme sahip.

2 dakika kuralının temelini, dünyaya “işleri halletme” veya GTD (Getting Things Done) yöntemini getiren Allen’in “kalkın ve yapın” demesi oluşturuyor. GTD yöntemi tamamen yapılacaklar listenizi nasıl birleştireceğiniz ve gerçekten önemli olanlara nasıl öncelik vereceğinizle ilgili olsa da, 2 dakika kuralı milyon kat daha basittir. Bunu, günlük işlerinizi daha verimli bir şekilde gerçekleştirmenin bir yolu olarak düşünün. Aynı zamanda çok daha üretken olduğunuzu göreceksiniz. 2 dakika kuralının iki bölümü vardır ve ilki daha kolay olamazdı. Erteleme alışkanlığı ile baş etmenin en kolay yolu bu olsa gerek.

Bölüm 1: Eğer bir işi iki dakika veya ondan daha kısa bir sürede yapabiliyorsanız hemen şimdi yapın. Mesela şu an yapman gereken bir şey vardı ve bunu yapmayıp geldin ve bu yazıyı mı okuyorsun? Okumayı bırak ve gidip o işi bitir. Unutmayın ki, hiç kimse iki dakikalık bir şeyi yapmadan başka bir şeyle uğraşacak kadar meşgul değil. Deneyin ve görün.

2 dakika kuralının ikinci kısmı kuşkusuz biraz daha kapsayıcıdır ama ikisinin arasında çok bir fark yoktur. İlk bölüm, günler boyunca yapmadığımız küçük şeyleri ortadan kaldırmaya yardımcı olurken, ikinci bölüm tamamen yeni alışkanlıklar oluşturmaya yöneliktir.

Bölüm 2: Yeni bir alışkanlık başlattığınızda, tamamlanması yalnızca iki dakika veya daha az sürer. Ancak birçok şeyi bu iki dakika içinde yapamayız. Fit bir vücut istiyorsak bunun için spor yapmamız gerekiyor ve amacımıza ulaşmak için her gün yaptığımız iki dakikalık sporun vücudumuzda gözle görülür bir etkisi olmayacaktır. Buradan hareketle tüm alışkanlıkların iki dakika içinde yapılamayacağını söyleyebiliriz.

Burada hedeflediğimiz şey o işi iki dakikada bitirmek değil aslında. O işi bitirmeye ön hazırlık niteliğinde bir alışkanlık kazanmak. Bu yüzden bu ikinci aşama o işi bitirmeye değil de o işi yapmaya başlamaya yöneliktir. Yukarıdaki örnekten devam edecek olursak, spor bolca zaman ayırdığımız işlerden biridir. İki dakikalık spor olmayacağını yukarıda söylemiştik. Ancak spor yapma alışkınlığını kazanana kadar aklımıza geldiği bir anda harekete geçip sporumuzu başlatabiliriz. Koşmak istiyorsan ayakkabılarını giy ve koşmaya başla.

Bu yüzden bir iş 2 dakikadan uzunsa ilk 2 dakikasını yaparsanız uygun bir zamanda devam etmemek için hiçbir sebebiniz olmaz. Yani iki dakika kuralının ikinci bölümü ne olursa olsun başlamaktır. Yapacağınız şeyin iki dakikalık kısmını hemen yapın, devamı kendiliğinden gelecektir.

Mesela ben bu yazıya nasıl başlayacağımı bilmiyordum. Telefon elimdeyken hemen not alma bölümünü açıp ilk kelimeyi yazmaya başladıktan sonra aralıksız buraya kadar geldim. Siz de az önce ertelediğiniz bir şeyi hemen yaparak iki dakika kuralını pekiştirebilirsiniz. Sizdeki erteleme alışkanlığı bir erteleme hastalığı olmadan önlem alın. Esen kalın.


Tavsiye ettiğimiz ilgili yazı: Gelecek Gelmeyecek

İlk yorum yapan siz olun

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir